HER MEVKİNİN ADAMI
Transfer
mevsiminde adı neredeyse her büyük takımla anıldı ama o kulübünde kaldı.
Futbola kalede başladı; bütün mevkileri dolaşıp yerini buldu. Sahadaki
sakinliğiyle tanınan Yekta’yı heyecanlandıran tek şey, bu röportaj!
Kasımpaşaspor’daki
ilk sezonunda küme düştünüz. Büyük beklentilerle buraya gelmişken bu durum
sende nasıl bir etki yarattı?
Kendimi
berbat hissettim. Yerimden dakikalarca kalkamadım. Bir senenin emeğinin boşa
gittiğini düşündüm. Sokaklarda cam çerçeve kırıp futbol oynarken bile Süper
Lig’i hayal eden ben bir daha Süper Lig’de oynayamamaktan korktum.
Ertesi sezon
yeniden Süper Lig oyuncusu oldun… Yıpranmış takımı onarmak bir yılda nasıl
mümkün oldu?
Düştüğümüz
maçtan sonra soyunma odasına gittiğimizde yeniden Süper Lig’e çıkmak için
birbirimize söz vermiştik. Düşen takıma bazı takviyeler yapıldı. Birbirimizi
iyi tanıyor ve bütün kaygılarımızı çok iyi anlıyorduk. Bank Asya 1. Lig’de çok
kötü gittiğimiz zamanlarda bile gülebiliyorduk. Yeniden Süper Lig’e çıkacağımıza
inanmıştık.
Sahada gezmek
futbolcu için daha mı kârlı? Senin sahada gezmediğin yer kalmamış…
Şu
anda sahanın her yerinde kimin ne yaptığını görebiliyorum. Demek ki her hoca
bende farklı bir şey görmüş. Futbola başladığımda koşmayı sevmiyordum ve
kiloluydum. Bu yüzden kalecilikle başladım. İzmirspor’da uzun süre kalecilik
yaptım. Bir gün idmanda maç yaparken canım sıkıldı. Topu alıp karşı kaleye
kadar sürdüm ve güzel bir gol attım. Kaleden çıkış o çıkış. Orta sahada, sağ
bekte, santrforda oynadım. Hâlâ her sene başka bir yerde oynuyorum.
Futboldaki ve
gündemdeki gelişmeleri nasıl takip edersin?
Genelde
interneti kullanırım. Hemen her gün futbol federasyonunun internet sayfasındaki
haberleri okurum. Yılmaz Özdil’in hiçbir yazısını kaçırmam. Son dönemde bloglar
popüler; benim de çok hoşuma gidiyor. Her konudaki tartışmaları takip ediyorum.
Yaşadığımız ülkelerde belli sorunlar var ve bunlara yabancı kalmak mümkün
değil. Kaldı ki benim annem ve babam gazeteci. Annem Güneş Gazetesi’nin eski
köşe yazarlarından, babamın Marmaris’te gazete bayii var.
Sen de annen ve
baban gibi gazeteci olmayı düşünmedin mi?
Ege
Üniversitesi Spor Akademisi’nde hâlâ öğrenciyim ama her yıl devamsızlıktan
kalıyorum! Artık devamsızlıktan dolayı hiçbir öğrenci okuldan atılmadığı için
rahatım. Futbolu bıraktığımda eğitimimi tamamlayıp öğretim görevlisi olarak
üniversitede kalmak istiyorum.
Onayladığımdan
söylemiyorum ama neden sen de herkes gibi antrenör ya da yorumcu olmayı neden
düşünmüyorsun?
Türkiye’de
elini sallasan antrenöre çarpıyor! Türkiye’de antrenörlük yapmak çok zor. Ali
Sami Yen, Şükrü Saraçoğlu tribünlerinde binlerce antrenör var. Bütün
kahvehaneler antrenör dolu. Bana bu alanda ihtiyaç yok ama Türkiye’nin bilim adamına
her zaman ihtiyacı var.
Hayatın boyunca en
çok neyin olması için dua ettin?
Şu
an bulunduğum yer. Şimdi de milli takım forması giymek için dua ediyorum.
Birçok kulüp
taraftarı senin peşinde. Bütün taraftarlar senin kendi kulüplerine daha yakın
olduğunu iddia ediyor. Tartışma sayfalarında senin adının olduğu başlıkların
altı hemen doluyor. Sana ulaşan taraftarlar oluyor mu?
Facebook’tan
sıkça bu tarz mesajlar alıyorum. Yolda yürürken de yanıma gelip bu konuları
açanlar oluyor. Çünkü bir ara gazeteler beni her kulübe transfer etti. Bir gün
yolda adamın biri önümü kesip “Sen kulüplerle dansöz gibi oynuyorsun” demişti.
Ben hiçbiriyle de görüşmedim aslında. Gazetenin bir tanesi “Yekta Kurtuluş
abisi Gökhan Kurtuluş aracılığıyla Fenerbahçe Kulübü’ne 1 milyon euroluk imza
attı” yazdı. Benim abim yok! Sülalemde Gökhan adında kimse yok!
İkinci ligde,
birinci ligde ve Süper Lig’de futbol oynadın. Bu liglerin kendilerine göre
zorlukları ve kolaylıkları neler?
İkinci
ligde çok yetenekli oyuncu yok ve insanlar bunu güçle kapatmaya çalışıyor. Böyle
bir ortamda futbol oynamak hiç kolay değil. Kademe kademe çıktığımdan Süper
Lig’in hepsinden kolay olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ikinci ve birinci ligde
acı eşiğim yükseldi (gülüyor). Artık acı hissetmiyorum.
İstanbul’da, üç
tane büyük kulübün taraftarının kuşattığı bir şehirde olmasının Kasımpaşaspor’u
arafta bıraktığını düşünüyor musun?
Futbolseverin
gözü İstanbul’da ve bizim maçlarımız genelde büyüklerin maçlarından önce
oluyor. Büyük kulübün maçına gitmeden önce bizim maçımıza gelenler de çok
oluyor. Son iki yılda taraftarımızda gözle görülür bir değişim var. Az sayıda
ama kaliteli bir topluluğa hitap ediyoruz.
Sen İstanbul’daki
büyük takımların maçlarına gidiyor musun?
Gittiğimde
kalabalık bir arkadaş grubuyla görünmeyeceğim, dikkat çekmeyeceğim bir yerde
izlemeyi tercih ediyorum. Çünkü hemen yakıştırma yapılıyor. Özellikle derbilere
gidiyorum ama çok da rahat edemediğimi söylemem gerek.
Sahadaki sakinliğin
hayatının her alanı için geçerli mi? Taraftarlardan bu konuda tepkiler alıyor
musun?
Ben
sahada heyecanlanmam. Bu röportajı yaparken Fenerbahçe, Galatasaray maçlarından
daha heyecanlıyım. Hatta Diyarbakır maçlarında taş yediğimde bile bu kadar heyecanlanmadım!
Galatasaray maçında attığım bir gole sevinmediğim için eleştiri almıştım. Maçın
sonu 4-1’di. Ben o gole sevinsem ne olacak? Hatta o golden sonra Galatasaraylı
olduğumu iddia edenler bile olmuştu. Oysa ben Göztepe taraftarıyım. İzmir’de
yaşarken Göztepe’nin deplasman maçlarını dahi kaçırmazdım. İstanbul’daki
Fenerbahçe – Galatasaray çekişmesi Karşıyaka – Göztepe çekişmesinin yanında
sönük kalır.
Futbol dışında
keyif aldığın başka uğraşların var mı?
Babam
arabalardan anlar. Benim de araba merakım oradan geliyor. Babamla birlikte en
büyük keyfim araba tamir etmek. Evlenmeden önce hız yapmayı da severdim ama
artık eşim fren vazifesi görüyor. Beyoğlu’nda, Jolly Joker Balans’ta Kolpa diye
bir grup var. Onları izlerken her şeyi unutuyorum. Duman konserleri de benim
için vazgeçilmezlerden biri.
YEKTA’YI BİR DE ONLARDAN DİNLEYİN
Yekta kendini 442’ye anlattı.
Ne kadar doğru söyleyip söylemediğini anlamak için onu kendisini çok iyi
tanıyanlara sorduk!
İsmail Hamarat – İzmirspor’da Onu Keşfeden Hocası
Yekta’yı ilk gördüğümde oyunundan
çok etkilendim. Küçük yaşına rağmen tekniği, sürati ve zekâsı üst düzeydeydi.
Ne istersem kolayca kavradığından onu her mevkide denedik. Yekta’ya bir yer belirlemekte çok
zorlandım çünkü nereye koysam orada iyiydi. Kendi yaş grubu ona yeterli
gelmeyince kendisinden 4–5 yaş büyük oyuncularla oynatmaya başladım. Onların
arasında da kendisini kanıtladı. Kaybetmeyi o zaman da sevmezdi. Umarım hep
kazanacak ve daha iyi yerlerde olacak.
Tayfun Taşkıran – Kasımpaşaspor Tribün lideri
Bu sezon takımda daha çok
sorumluluk alıyor. Takımımız gençleşti ve Yekta genç yaşına rağmen ağabey olmak
durumunda kaldı. Geçen yıl savaşçımızdı. Bu yıl hem savaşçı hem lider. Bunu
kaldıracağına inanıyorum. Sahada sakin duruşu bana güven veriyor.
Alper Akpak –Kasımpaşaspor Taraftarı
Yekta, Şahin ile birlikte
takımımızın omurgası. Geleceğin yıldız adaylarından bir tanesi. Sürpriz
pasların adamı. Asla bencillik yapmaz. Deniz kenarında büyüyen çocuklar sakin
olur. Yekta’nın sakinliği de İzmirli olmasından.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder