"Hami Mandıralı Schalke’ye geldiğinde
yakından görebileceğim için havalara uçmuştum"
Golcüler
memleketi Sakarya kökenli olsa da o orta saha ve savunmada ortaya koyduğu
futbolla milli takıma yükselmeyi başardı. Öyle ki Fenerbahçe’nin yıldızı Alex
bile onu takımında görmek istiyor
Bize Trabzon’a gelmeden
önce futbol hayatını anlatabilir misin? Bayern Münih’te neler yaptın? İlk
teknik direktörün babanmış…
Futbola
altı yaşımda başladım. Amatör kümede de olsa teknik direktör bir babanın oğlu
olduğum için şanslı olduğumu düşünüyorum. Münih’te yapılan okullar arası bir
turnuvada Bayern Münih’li gözlemciler onun oğlu olduğumu bilmeden babama beni
sormuşlar. Futbol serüvenim böylece başlamış oldu.
Sakaryalı bir ailenin
çocuğusun. Sakarya’nın havasını solumasan da golcülük genlerine işlemiş olsa
gerek…
Olabilir
(gülüyor). Aykut Kocaman, Hakan Şükür, Oğuz Çetin, Aykut Yiğit, Bülent Uygun,
Tuncay Şanlı ve daha birçok futbolcu benim gibi Sakaryalı. Belki de futbolcu
olmam tesadüf değildir.
Futbola Bayern Münih’te başlayıp
sekiz yıl orada kalmışsın. Neden daha sonra Almanya üçüncü ligindeki
Unterhaching takımına gittin?
Bayern
Münih’te büyüdüm diyebilirim. Unterhaching’e gittiğimde takım Almanya ikinci
ligindeydi. Ben gittikten sonra üçüncü lige düştü. Bu benim için büyük
şanssızlıktı. Sözleşmem devam ettiği için bir sezon üçüncü ligde oynadım.
Unterhaching’i
üçüncü lige düşüren golü Hansa Rostock’ta oynayan Zafer Yelen atmış. Onunla
aynı takımda oynayacağını ilk duyduğunda neler hissettin?
Zafer,
Almanya’da benim yakın arkadaşlarımdan biriydi. Sakat olduğu için
oynamayacağını tahmin ettiğim Zafer, inat edip sağlığıyla ilgili büyük risk
alarak maçta karşımıza dikilmişti! Maçtan sonra arkadaşlığımızı gözden geçirdim
(gülüyor). Trabzon’a geldikten sonra da görüşmeye devam ettik. Benden sonra da
o geldi. “Gel” dedim ona, “Seninle görülecek bir hesabım var (gülüyor)!”
Trabzonspor’a transferin
nasıl gerçekleşti?
Hiçbir
zaman Süper Lig’in Bundesliga’dan daha küçük olduğunu düşünmedim.
Almanya’dayken beni Türkiye’den, Almanya’dan ve İskoçya’dan takımlar istemişti
ama aralarında en ısrarcısı Trabzonspor’du. Trabzonsporlu yönetici Mahmut Aksu
benim için Münih’e gelmişti. Bu benim için gurur verici bir durumdu.
Bugüne kadar hocalarından
aldığın en önemli tavsiyeler neler?
Babam
bana hep “Şut çektiğin değil, destek aldığın ayağını nasıl kullandığın
önemlidir. Desteğin ne kadar sağlam ve dengeliyse, attığın şut da o kadar doğru
olur” diyerek uyarırdı. Almanya’daki hocalarım da “Kendinden hiçbir zaman
memnun kalma!” derlerdi. Bunu hatırlayıp her zaman geliştirebileceğim bir eksiğimi
bulurum. Tabii bunu abartıp işi mutsuz olmaya kadar vardırmam.
Trabzonspor’la bu
sezonun ilk maçında 60. dakikada oyuna girip Sivasspor’a muhteşem bir gol
attın…
Attığım
golden daha unutulmaz bir anı var o maçta. Maçtan sonra yaşadığımız sevinçle
malzemeci Hayati ağabeyi havaya atmıştık. Öyle çok sevinmişiz ki biraz fazla
fırlatmışız (gülüyor). Tavana yapışmaktan son anda kurtulmuştu. Çok sert
çarpmadı Allah’tan!
Geçtiğimiz yıl
Almanya’dan emlakçılık diploması almışsın. Diplomanı hiç kullandın mı?
Almanya’da
futbolcular sadece futbolla kendilerini garantiye almaya çalışmazlar. Zaten
kulüpler de buna izin vermez. Çünkü futbolda ne olacağı hiç belli olmaz. Bir
sakatlık bütün planlarınızı alt üst edebilir. Emlakçılık diploması da bir
bakıma benim sigortam. Tabii ki futbol oynadığım sürece aklımda başka hiçbir
meslek olmayacak. Almanya’da bir süre emlakçılık yaptım ama sadece diploma
alabilecek kadar.
Gerçek mevkinin önlibero
ve stoper olmasına rağmen geçtiğimiz sezon Eskişehirspor deplasmanında sağ
kanatta iyi bir oyun çıkartıp iki de gol attın. Mevkii değişikliği senin için
bu kadar kolay mı?
Teknik
direktörler oyuna sağlayacağımız katkıyı bizden daha iyi bildikleri için
direktörler. Yedi sekiz yaşlarımdayken forvet oynuyordum. Minik takımlarda gol
kralı bile olmuştum. Bu deneyimim bana gol atmamda büyük kolaylık sağlıyor. İlk
11’de oynuyorsam benim için nerede oynadığımın önemi yok. Hiçbir yerde
oynamaktan çekinmem.
Sert ve falsolu şut
çekme özelliğinle dikkat çekiyorsun. Küçüklük idollerinin arasında Hami
Mandıralı da var mıydı?
Schalke
ile anlaştığını duyduğumda onu yakından görebileceğim için havalara uçmuştum.
Gollerini hâlâ internetten izler, neler yaptığına bakarım. Ümit milli takımda
onunla birlikte çalıştık. Bana söylediği bütün cümleler hep aklımdadır.
Hami Mandıralı
idmanlarda arkadaşlarına baraj kurduramıyormuş. Sen idmanlarda önünde baraj
kuracak birilerini bulabiliyor musun?
Takım
arkadaşlarım topa sert vurmayacağıma dair benden söz aldıktan sonra baraja
geçiyorlar (gülüyor).
Fiziğin futbolunu nasıl
etkiliyor? 1.92’lik boyun ve uzun bacakların oynadığın mevkide dezavantaj
oluyor mu?
Fiziğiyle
barışık bir insanım. Bu boyla Alanzinho kadar kıvrak olmam mümkün değil. Zaten kimsenin
de benden böyle bir beklentisi yok. Boyum sayesinde yüksek toplarda daha rahat
hâkimiyet sağlıyorum. Birebir mücadelede daha rahat ayakta kalıyorum.
Alex seninle aynı
takımda oynamak istediğini söylediğinde ne hissettin?
Alex
gibi bir futbolcunun hakkımda böyle düşünmesi benim için çok önemli. Bunu ilk
duyduğumda yaşadığım mutluluğu anlatamam.
Sezonun ilk yarısında
Trabzonspor’un yaşadığı gol kısırlığının sebebi neydi? İkinci sezon için neler
söyleyebilirsin?
Takım
gol atamıyorsa bunun faturasını sadece ileride oynayan futbolculara kesmek
haksızlık olur. Kimsenin bireysel olarak büyük hatalarının olduğunu
düşünmüyorum. Şenol hocaya kendimizi teslim etmemiz kolay oldu.
Hareket halindeyken
çektiğin şutlardan kaleyi bulanların sayısı küçümsenemez. Uzaktan çektiğin
şutların kaleyi bulmamasından çekinmiyor musun?
Çektiğim
şutların hepsi kaleyi bulacak ya da gol olacak diye bir kural yok! O şutun gol
olma ihtimali var. Abartılı olmadığı müddetçe kaleyi gördüğümde şut çekerim ve
gerisini düşünmem. Risk almayıp kaçak oynarsanız sizin yerinize başkaları
oynar.
“Milli takım, bana
Trabzonspor kapısını açtı”
Almanya’da üçüncü ligde
bulunan bir takımda oynarken milli takıma çağırılmayı bekliyor muydun?
Bu
benim için şaşırtıcı bir gelişmeydi. O davet futbol kariyerim için önemli bir
dönüm noktası oldu. Milli takım bana Trabzonspor’un kapısını açtı.
Bu sezon Fatih Terim’in
bütün kozlarını oynadığı hazırlık maçları kadrosuna girmeyi başardın. Kendi
takımındaki durumu göz önüne alınınca aslında milli takımda olman büyük
başarıydı…
Ümit
milliden beni tanıdıkları için şansım artmıştı. Trabzonspor’da ilk 11’de
olamazken milli takıma gitmek daha iyi olmam için itici güç oldu. Fatih Terim
gibi kendini kanıtlamış ve çok kaliteli futbolcularla çalışmış bir hocanın beni
istemesi kendime olan güvenimi artırdı.
FourFourTwo Dergisi Nisan 2010 sayısında yayımlanmıştır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder