“Macera ve polisiye
romanları okurken her şeyi unutuyorum. Ne kaçırdığım goller, ne zorlu maçlar…
Hiçbiri aklıma gelmiyor!”
Onu
sadece kulüpler değil, milli takımlar bile paylaşamıyor! Avusturya doğumlu
Turgay Bahadır, Kayseri’de başladığı Türkiye serüvenine Bursa’da tam gaz devam
ederken arzuladığı kırmızı-beyazlı formaya da kavuşmanın sevincini yaşıyor
Avusturya’dan
Türkiye’ye transfer olmanı sağlayan Tolunay Kafkas orada orta saha oynamana
rağmen seni forvet hattına aldı. Avusturya’dan Türkiye’ye geldiğinde ve mevkii
değişikliğinde zorlandın mı?
İkisi
de benim isteğimle yapılan değişikliklerdi. İlk sene Kayserispor’da orta sahada
oynadım. İkinci sene daha fazla santrfor olarak oynamaya başladım. Santrfor
olarak oynadığımda orta sahaya nazaran daha mutlu olduğumu anladım. Avusturya,
Viyana doğumluyum. Futbola orada başladım. Türkçeyi biliyordum, bu konuda
rahattım. Türkiye’de futbol Avusturya’dakinden daha hızlı ve daha sert. Oyuna
ayak uydurmak bir yılımı aldı.
2010 Dünya Kupası
grup maçlarında Bosna Hersek ve Estonya müsabakalarının kadrosuna dâhil
edilmene rağmen Avusturya Milli Takımı’nda forma giydiğin için FIFA tarafından
kadrodan çıkartıldın. Bu gelişmeler yaşanırken neler hissettin?
Avusturya’nın
ümit milli takımında oynadım ama A takımında hiç sahaya çıkmadım. Oynadığım
ümit milli maçlar nedeniyle Türk Milli Takımı kadrosundan çıkarttılar.
İdmanlara da gitmişken geri çevrilmek beni gerçekten yıktı. Elinden oyuncağı
alınmış çocuk gibi ortada kalmıştım.
Avusturya Milli
Takımı’nda oynadığın için pişman mısın?
Çok
pişmanım. Avusturya’da oynamamın başıma böyle bir iş açacağını bilsem asla
oynamazdım. Milli takımla ilgili
büyük hayallerim vardı ama sonu hüsran oldu. Ümit millide 21 yaşımda oynamış
olsam hiçbir sorun olmayacaktı; neyse ki Fatih Terim’in UEFA ve FIFA ile
yaptığı yazışmalardan sonra karar değişti. Fatih Terim sağ olsun bu iş için çok
uğraştı. Şu anda Türk Milli Takımı’nda oynayabilmem için izin verilmiş
durumda.
Avusturya’da dört
ayrı takımda oynadın ama Rapid Wien, Avusturya Wien gibi takımlar tecrübe
yaşamadın. Çılgın Bursaspor taraftarı önünde oynamaktan çekiniyor musun?
Daha
önce oynadığım takımlarda en fazla 7 bin taraftar takımı ateşlemeye
çalışıyordu. Kayserispor taraftarına da haksızlık etmemek gerek, onlar da
iyilerdi ama Bursaspor taraftarıysa benim için bulunmaz bir nimet. Taraftarları
Bursa’ya transfer olmadan önce de hayranlıkla izliyordum. Onların da beni
severek izlemeleri için elimden geleni yapıyorum. Bir takıma transfer olduktan
sonra ilk sene kupa kaldırmak çok güzel bir duygudur. Ben de bunu yaşadım. İki
sezon önce Gençlerbirliği’ne karşı Bursa’da oynadık ve Türkiye Kupası’nı
kaldırdık. Tribünleri dolduranların en az yarısı Bursasporlulardı. O zamandan
Bursasporlu taraftarları gözüme kestirmiştim. Bursaspor’dan teklif geldiğinde
hiç düşünmeden kabul ettim.
İstanbul’un üç
büyüklerinden ve Hoffenheim’dan aynı anda teklif alsan hangisini tercih
edersin? Kariyer planın ne?
Yurt
dışında futbol oynamak isterim ancak Türkiye’de oynanan futbol da Avrupa’da
oynanandan aşağı değil. Ama Barcelona’da oynamayı kim istemez ki?
Kuzenlerin Cem ve
Cemil Tosun’u nasıl buluyorsun?
İkisi
de iyi futbolcular. Kısa zamanda iyi yerlere geleceklerine inanıyorum.
Avustuya’da biri ikinci ligde, diğeri üçüncü ligde oynuyor. Onlara Türkiye’ye
gelmelerini tavsiye ediyorum. Burada daha çok tecrübe kazanacaklarını ve
geldiklerinde pişman olmayacaklarını söylüyorum.
Son zamanlarda
Avusturya’daki Türklerden önemli isimler çıkmaya başladı. Ekrem Dağ, Veli
Kavlak, Ümit Korkmaz… Bu futbolcular hakkında neler söyleyebilirsin? Bizim
bilmediğimiz isimler var mı?
Avusturya’da
altyapı çok değerlidir ama altyapıdan oyuncuyu yükseltme konusunda sıkıntı
yaşanıyor. Çıkmayı başaran isimler eğitimlerinden dolayı oldukça başarılılar.
Veli Kavlak ve Ekrem Dağ kendilerini ispatladılar.
Anadolu
takımlarında oynayan bazı futbolcuların naklen yayınlanan maçlarda naklen yayınlanmayan
maçlara göre çok daha iyi oynadıklarını düşünen yorumcular var. Sence bu doğru
mu?
Bütün
Türkiye’de izlendiğini bilmek futbolcunun maça daha iyi motive olmasını sağlar.
Bunun baskı yarattığını da iddia edenler var ancak ben buna katılmıyorum. Baskıyı
kaldıramayan oyuncu profesyonel değildir. Ben de naklen yayınlanan maçlarda
daha iyi olduğum konusunda eleştiriler aldım. Çok da haksız değiller! Bu sezon
her maçta iyi olmak için elimden geleni yapıyorum.
Küçükken Türkiye’de
hangi takımı tutuyordun?
Babam
Trabzonlu olduğu için Trabzonspor’u destekliyordum. Hami Mandıralı’nın benim
için yeri hep ayrıdır. Sergen Yalçın’ı da çok beğeniyordum. Hakan Şükür de hayranlıkla
izlediğim bir oyuncuydu.
Futboldan artan
vaktinde nelerle ilgilenirsin?
Futbol
hayatımın her anında var olsa sıkılmam. Bu yüzden en büyük zevklerimden biri Play
Station oynamak. Çok yorucu bir eğlence. Oynadıktan sonra beynimin çok
yorulduğunu hissediyorum. Dinlenmek için daha çok film izlemeyi tercih
ediyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Macera ve polisiye romanları okurken her
şeyi unutuyorum. Ne kaçırdığım goller, ne zorlu maçlar… Hiçbiri aklıma gelmiyor!
Kendinde eksik
gördüğün yönlerin neler?
Bu
özelliğimi hiç sevmiyorum ama kaybettiğimiz maçlardan sonra bir iki gün kendimi
toparlayamıyorum. Sahada kazanmak için elimden gelen her şeyi yaparım. Maç
bittiğindeyse yapacak bir şeyimin olmamasını sindiremiyorum. Her pozisyonu
tekrar tekrar yaşayıp, kendimi eleştiriyorum. Oyunda kafa toplarında daha iyi
olmak için her gün çalışıyorum.
Bu röportaj FourFourTwo Dergisi Kasım 2010 sayısında yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder