28 Aralık 2012 Cuma

TURGAY BAHADIR


“Macera ve polisiye romanları okurken her şeyi unutuyorum. Ne kaçırdığım goller, ne zorlu maçlar… Hiçbiri aklıma gelmiyor!”

Onu sadece kulüpler değil, milli takımlar bile paylaşamıyor! Avusturya doğumlu Turgay Bahadır, Kayseri’de başladığı Türkiye serüvenine Bursa’da tam gaz devam ederken arzuladığı kırmızı-beyazlı formaya da kavuşmanın sevincini yaşıyor

Avusturya’dan Türkiye’ye transfer olmanı sağlayan Tolunay Kafkas orada orta saha oynamana rağmen seni forvet hattına aldı. Avusturya’dan Türkiye’ye geldiğinde ve mevkii değişikliğinde zorlandın mı?
İkisi de benim isteğimle yapılan değişikliklerdi. İlk sene Kayserispor’da orta sahada oynadım. İkinci sene daha fazla santrfor olarak oynamaya başladım. Santrfor olarak oynadığımda orta sahaya nazaran daha mutlu olduğumu anladım. Avusturya, Viyana doğumluyum. Futbola orada başladım. Türkçeyi biliyordum, bu konuda rahattım. Türkiye’de futbol Avusturya’dakinden daha hızlı ve daha sert. Oyuna ayak uydurmak bir yılımı aldı.

2010 Dünya Kupası grup maçlarında Bosna Hersek ve Estonya müsabakalarının kadrosuna dâhil edilmene rağmen Avusturya Milli Takımı’nda forma giydiğin için FIFA tarafından kadrodan çıkartıldın. Bu gelişmeler yaşanırken neler hissettin?
Avusturya’nın ümit milli takımında oynadım ama A takımında hiç sahaya çıkmadım. Oynadığım ümit milli maçlar nedeniyle Türk Milli Takımı kadrosundan çıkarttılar. İdmanlara da gitmişken geri çevrilmek beni gerçekten yıktı. Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi ortada kalmıştım.

Avusturya Milli Takımı’nda oynadığın için pişman mısın?
Çok pişmanım. Avusturya’da oynamamın başıma böyle bir iş açacağını bilsem asla oynamazdım. Milli takımla ilgili büyük hayallerim vardı ama sonu hüsran oldu. Ümit millide 21 yaşımda oynamış olsam hiçbir sorun olmayacaktı; neyse ki Fatih Terim’in UEFA ve FIFA ile yaptığı yazışmalardan sonra karar değişti. Fatih Terim sağ olsun bu iş için çok uğraştı. Şu anda Türk Milli Takımı’nda oynayabilmem için izin verilmiş durumda. 

Avusturya’da dört ayrı takımda oynadın ama Rapid Wien, Avusturya Wien gibi takımlar tecrübe yaşamadın. Çılgın Bursaspor taraftarı önünde oynamaktan çekiniyor musun?
Daha önce oynadığım takımlarda en fazla 7 bin taraftar takımı ateşlemeye çalışıyordu. Kayserispor taraftarına da haksızlık etmemek gerek, onlar da iyilerdi ama Bursaspor taraftarıysa benim için bulunmaz bir nimet. Taraftarları Bursa’ya transfer olmadan önce de hayranlıkla izliyordum. Onların da beni severek izlemeleri için elimden geleni yapıyorum. Bir takıma transfer olduktan sonra ilk sene kupa kaldırmak çok güzel bir duygudur. Ben de bunu yaşadım. İki sezon önce Gençlerbirliği’ne karşı Bursa’da oynadık ve Türkiye Kupası’nı kaldırdık. Tribünleri dolduranların en az yarısı Bursasporlulardı. O zamandan Bursasporlu taraftarları gözüme kestirmiştim. Bursaspor’dan teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettim.

İstanbul’un üç büyüklerinden ve Hoffenheim’dan aynı anda teklif alsan hangisini tercih edersin? Kariyer planın ne?
Yurt dışında futbol oynamak isterim ancak Türkiye’de oynanan futbol da Avrupa’da oynanandan aşağı değil. Ama Barcelona’da oynamayı kim istemez ki? 

Kuzenlerin Cem ve Cemil Tosun’u nasıl buluyorsun?
İkisi de iyi futbolcular. Kısa zamanda iyi yerlere geleceklerine inanıyorum. Avustuya’da biri ikinci ligde, diğeri üçüncü ligde oynuyor. Onlara Türkiye’ye gelmelerini tavsiye ediyorum. Burada daha çok tecrübe kazanacaklarını ve geldiklerinde pişman olmayacaklarını söylüyorum.

Son zamanlarda Avusturya’daki Türklerden önemli isimler çıkmaya başladı. Ekrem Dağ, Veli Kavlak, Ümit Korkmaz… Bu futbolcular hakkında neler söyleyebilirsin? Bizim bilmediğimiz isimler var mı?
Avusturya’da altyapı çok değerlidir ama altyapıdan oyuncuyu yükseltme konusunda sıkıntı yaşanıyor. Çıkmayı başaran isimler eğitimlerinden dolayı oldukça başarılılar. Veli Kavlak ve Ekrem Dağ kendilerini ispatladılar.

Anadolu takımlarında oynayan bazı futbolcuların naklen yayınlanan maçlarda naklen yayınlanmayan maçlara göre çok daha iyi oynadıklarını düşünen yorumcular var. Sence bu doğru mu?
Bütün Türkiye’de izlendiğini bilmek futbolcunun maça daha iyi motive olmasını sağlar. Bunun baskı yarattığını da iddia edenler var ancak ben buna katılmıyorum. Baskıyı kaldıramayan oyuncu profesyonel değildir. Ben de naklen yayınlanan maçlarda daha iyi olduğum konusunda eleştiriler aldım. Çok da haksız değiller! Bu sezon her maçta iyi olmak için elimden geleni yapıyorum. 

Küçükken Türkiye’de hangi takımı tutuyordun?
Babam Trabzonlu olduğu için Trabzonspor’u destekliyordum. Hami Mandıralı’nın benim için yeri hep ayrıdır. Sergen Yalçın’ı da çok beğeniyordum. Hakan Şükür de hayranlıkla izlediğim bir oyuncuydu.

Futboldan artan vaktinde nelerle ilgilenirsin?
Futbol hayatımın her anında var olsa sıkılmam. Bu yüzden en büyük zevklerimden biri Play Station oynamak. Çok yorucu bir eğlence. Oynadıktan sonra beynimin çok yorulduğunu hissediyorum. Dinlenmek için daha çok film izlemeyi tercih ediyorum. Kitap okumayı çok seviyorum. Macera ve polisiye romanları okurken her şeyi unutuyorum. Ne kaçırdığım goller, ne zorlu maçlar… Hiçbiri aklıma gelmiyor!

Kendinde eksik gördüğün yönlerin neler? 
Bu özelliğimi hiç sevmiyorum ama kaybettiğimiz maçlardan sonra bir iki gün kendimi toparlayamıyorum. Sahada kazanmak için elimden gelen her şeyi yaparım. Maç bittiğindeyse yapacak bir şeyimin olmamasını sindiremiyorum. Her pozisyonu tekrar tekrar yaşayıp, kendimi eleştiriyorum. Oyunda kafa toplarında daha iyi olmak için her gün çalışıyorum.

Bu röportaj FourFourTwo Dergisi Kasım 2010 sayısında yayımlanmıştır. 
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder