28 Aralık 2012 Cuma

SEZER ÖZTÜRK


“Boks yapmamın futbolda çok faydasını görüyorum”

Geçtiğimiz sezon Bank Asya 1. Lig’in en değerli futbolcusu seçildi, transfer döneminde adı Galatasaray’la sıkça anıldı. Şimdilerde Süper Lig’in altını üstünü getirmeye başlayan Sezer Öztürk’le Leverkusen’den Rocky Bilboa’ya dair…

Almanya doğumlu bir Türk olarak futbola başlaman nasıl oldu?
Futbola 10 yaşımda başladım, dokuz yıl Bayer Leverkusen’in altyapısında oynadım. Almanya’daki altyapı eğitiminin buradakinden farkı, daha çok yatırım yapılması. Burada altyapıya harcanan paralar kulüplere yük gibi gelirken, orada altyapıda çok ciddi paralar dönüyor. Bizden çok daha sabırlılar. Başarılarını sadece disiplinle açıklayamazsınız. Türkiye’de de disiplin var, hatta oradaki disiplinden çok daha fazlası. Futbolcunun oyuna odaklanabilmesi için her şey düşünülüyor. Bütün çocuklar futboldan başka bir spora yönlendiriliyor. Bu bazen yüzme, bezen tenis oluyor. Fizik gelişimi bu şekilde dengelenmiş oluyor.  

Başka takımların maçları izlerken “Bu topa da böyle vurulur mu!” dediğin hiç oluyor mu?
Oluyor ama o lafı ettikten bir gün sonra da aynı hatayı sen de yapabiliyorsun! unu maçın heyecanına bağlamak lazım. Heyecan mantığı alıp götürüyor, sağlıklı düşünemiyorsunuz. Profesyonel futbolcu olmak farklı bir bakışı da beraberinde getiriyor. Dışardan göründüğü kadar kolay olmadığını bilerek izliyorsunuz. Futbol izleyerek öğrenilmez.

2004 yılında UEFA 19 yaş altı şampiyonasında milli takımla final oynadın. Milli takımda neler yaptın?
Yaklaşık 75 maçta genç milli takımlarda forma giydim. U-19’da finalde İspanya’dan 94. dakikada gol yiyip Avrupa ikincisi olmak bizi gerçekten üzmüştü. Turnuvanın en iyi 11’ine seçilmiştim. Hocamız rahmetli Gündüz Tekin Onay’dı. O turnuvada beni sakat olduğum için yedek kulübesinde oturtmuştu. İsviçre maçından önce yürüyemez durumdaydım. İğneyle ikinci yarıda kendimi iyi hissetim. İsviçre bizden çok üstün oynuyordu. Oyuna girdim, iki tane frikik golü attım ve yarı finale çıktık. Bir sene sonra U-20’lerde Ukrayna’ya attığım iki golle gruptan çıkmıştık, çeyrek finalde yine İspanya’ya elenmiştik. Geçen sene milli takıma çok yaklaşmıştım. Bunda Bank Asya 1. Ligde olmamın da etkisi vardı. Almanya bu böyle değil. İkinci ligdeki bir oyuncu rahatlıkla A milli takımda oynuyor. Türkiye’de bunun örneği var mı bilmiyorum.

Bayer Leverkusen ve Nürnberg deneyimlerinden bize biraz bahseder misin?
Leverkusen’de oynadığım dokuz yılın yedisinde kaptanlık yaptım. Her zaman benden büyüklerle birlikte oynadım. Kendimden büyüklere kaptanlık yapmak bana çok şey kattı. Nürnberg’e altı aylığına kiralık gitmiştim. Altı ay da Belçika’da K.F.C. Germinal Beerschot takımında oynadım. UEFA Kupası’nda Marsilya’ya karşı oynadığım maçı unutamam. İki maçta da maçın adamı seçilmiştim. O maçlardan sonra Manisaspor’dan teklif aldım. 17 yaşımda Leverkusen’de oynarken Şampiyonlar Ligi’nde Bernabeu Stadı’nda karşımda Zidane vardı, Ronaldo vardı. Futbolu bilen insanlarla birlikte oynamak daha kolay. Herkes daha rahat ve sakin. Takım arkadaşların işi biliyor. Büyük takımda oynamanın daha kolay olduğunu düşünüyorum.

Transfer sezonunda adın büyük kulüplerle anıldı. Transferin gerçekleşmiş gibi haberler çıktı. Taraftarlar seni paylaşamadılar.
Büyük kulüplerden aldığım transfer haberleri yalan değil. O takımlarla ben de bizzat görüşmüştüm. Bazı konularda anlaşamadık ama önümüzdeki günlerde bu haberler gerçek olabilir. Forum sitelerinden takip ettim. Taraftarların beni istediklerini gördüğümde çok mutlu oldum.

Gösterdiğin üstün performansla geçtiğimiz sezon Bank Asya 1. Lig’de yılın futbolcusu seçildin. Manisaspor’un 1. Lig’den çıkış serüvenini senden dinleyebilir miyiz?
Süper Lig’den 1. Lig’e düşmüşsünüz, yöneticisinden aşçısına kulüpte herkeste bir kırgınlık var. Bu havayı üzerimizden atmak hiç kolay olmadı. Takım iyi gittiği zaman herkes iyidir. Ne zaman ki işler kötü gitmeye başlar o zaman dedikodular ve gruplaşmalar başlar. Son on yılda düşüp, hemen ertesi yıl çıkan iki takım var: Biri Antalyaspor biri de Manisaspor. Geçen yıl biz bu koşulları egale etmeyi başardık, 34 haftanın 32 haftasını lider götürdük. Bank Asya’nın mücadelesi ve baskısı Süper Lig’den daha yüksektir. Maçlardan sonra her tarafınıza buzları sarınca ancak kendinize gelebilirsiniz.
 
Üzerindeki Rocky Bilboa tişörtünden boksa ilgili olduğunu çıkartabilir miyiz? 
Sylvester Stallone’nin bütün filmlerini ezbere bilirim. Fırsat buldukça ben de boks yapıyorum. Profesyonel boksör değilim ama kendi çapımda boks yapmak da bana yetiyor. Almanya’ya tatile gittiğimde profesyonel arkadaşlarla ringe çıkma fırsatım oluyor. Boks yapmamın futbolda çok faydasını görüyorum. Sadece futbol oynayarak vücudunuzun alt kısmını geliştirebilirsiniz.

Maçlarda sinirlendiğin bir pozisyon olduğunda içinden boks yapmak geldiği oldu mu?
Bazen maçlarda çıldırma noktasına gelsem de boks yapmak aklıma hiç gelmedi. Burada da takım arkadaşlarımı sahaya yatırdığım oluyor. Sahada boks yapmaya kalkarsam başıma gelecekleri düşünmek bile istemiyorum!

Bu röportaj FourFourTwo Dergisi Kasım 2010 sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder